|
PANANOS KIYISI İMAR PLANI VE YAŞAM ORTAMLARI Prof. Dr. Turhan USLU
İzmir, Selçuk ilçesi Pananos mevkiinde Kültür ve Turizm Bakanlığınca onaylanmış “1/5.000 ölçekli Koruma amaçlı nazım imar planı”, “1/1.000 ölçekli Koruma amaçlı revizyon imar planı” ve “1/25.000 ölçekli çevre düzeni revizyon planı” yapılmış ve bu kıyılardaki yaşam ortamlarının rant uğruna yok edilmesi için ilk adım atılmış. Bu planların iptali için yöre halkı dava açmış durumda. Mahkeme bilirkişi olarak üniversitelerin Şehir ve Bölge Planlama, Çevre Mühendisliği ve Orman Mühendisliği Bölümlerinden 3 bilirkişi seçmiş ve bunlar 26 Mayıs 2008 tarihinde alanı gezip daha sonra mahkemeye raporlarını verecekler. Mahkemeler bu tip teknik konularda bilirkişi raporlarını esas alarak karar vermekteler ve bu nedenle de bu kıyımızın geleceği de bu bilirkişilerin elinde olacak. Şimdi bu imar planlarını hazırlayanlara Pananos’daki aşağıdaki yaşam ortamları (ekosistemler) konusunda aklımıza gelen soruların cevaplarını bilerek mi bu planları hazırladıklarını ve bilirkişilere de bu soruların cevaplarını bilerek mi rapor hazırlayacaklarını sormak istiyoruz.
Türkiye’de 1965-1975 toprak haritalarına göre nerelerde kıyı tuzcul yaşam ortamlarının olduğu ve bunlardan bugün nerelerde nelerin kaldığını bilmekteler mi? Türkiye’de en fazla tahribata uğrayan yaşam ortamının hangisi olduğunu bilmekteler mi? Türkiye’de kıyı tuzcul ortamlardaki hangi bitki türleri ve bitki toplulukları ile bunlardan endemik olanlarından bugün kalanların nelerin olduğunu bilmekteler mi? Aşırı tuzlu, tuzlu, az tuzlu, kumlu ve azotlu yerlerdeki tuzlu toprakların bitki türü ve bitki topluluğu çeşitliliğini bilmekteler mi?
Bu yaşam ortamlarının her birinin bitki türleri çeşitliliği ve bitki topluluğu çeşitlilikleri araştırıldı mı? Bu bitki türlerinden ve bitki topluluklarından endemik (dünyada sadece Türkiye’de olan) olanlar tespit edildi mi? Bu bitki türleri ve bitki toplulukları için flora ve vejetasyon haritaları yapıldı mı? Bu yaşam ortamlarının (ekosistem) hangi sigmetumlar ve geosigmetumlar içinde olduğu bilinmekte mi? Bu yaşam ortamlarının sigmetum ve geosigmetumlarının son temsilcileri olup olmadığı bilinmekte mi? Bu yaşam ortamlarının hayvan türleri (balıklar, kurbağalar, sürüngenler, kuşlar, memeliler vb.) araştırıldı mı? Türkiye’deki yaşam ortamları çeşitliliği (sayısı) bilinmekte mi? Yaşam ortamlarının korunmasından sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığı sorduğumuz tüm bu soruların cevabını bildiği ve endişe edilecek bir şey yok mu demekteler? O zaman Çevre ve Orman Bakanlığı endişe edecek bir şey yok diye resmi bir açıklama yapmak zorunda. Her yaşam ortamının yüzde kaçı Türkiye’de korunmakta? Korunduğu resmi olarak açıklanan alanlarda hiç periyodik olarak biyolojik çeşitlilik araştırması yapılmış mıdır? Eğer yapılmamışsa bu alanların korunduğu nasıl iddia edilmektedir? Çevre ve Orman Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının yaşam ortamlarının korunması konusunda bilimsel komiteleri var da biz mi bilmiyoruz? Türkiye’de kıyı kumulunun korunduğu alan var mıdır? Korunuyorsa bu alanda kıyı kumulu biyoçeşitliliğinin korunduğunu iddia edebilir miyiz? Eğer iddia edemezsek Ege bölgesinin en doğalı olan Pananos kumulu imar planı ile nasıl yok edilmek istenebilir? Pananos kumulunda Selçuk Belediyesi hangi bilimsel gerekçe ile bu kumulun hareketli kumlar kuşağının bitkilerini 10 yıldır düzenli olarak dozerle temizlemektedir? Bu iş yalnızca belediyenin keyfi tutumuna mı tabidir? Bu soruların cevaplarını bilmeyenler, bu kıyılarda neleri kaybedeceklerini bilmeme rahatlığı içinde, ellerine boya kalemlerini alıp Pananos kıyıları haritasını renkli kalemlerle boyayarak imar planları yapmaktalar. Aynı soruların cevaplarını bilmeyen jüri üyeleri yarışma konusu olan bu imar planlarına ödüller vermektedir. Yine aynı soruların cevaplarını bilmeyen belediye yetkilileri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri bu planları onaylamaktalar. Tüm bu saydığım yetkililerin 10 Mayıs 2008 tarihinde davet edildikleri Selçuk toplantısına katılarak buradaki yerli halk, çevreciler ve bilim adamlarına yaptıkları projenin bilimsel esaslarını anlatma zorunlulukları bulunmakta idi, ancak bunu yapmadılar. Bu konuların tartışılacağı Selçuk toplantısına Selçuk Kaymakamı izin vermişken, toplantı tarihinden bir gün önce hangi gerekçe ile toplantı salonunu toplantıya kapatıp Selçuk’taki toplantı duyurularını toplattırmıştır? Dünya miraslarını yok etmek, konunun önemini bilmeyen birkaç yetkilinin keyfine bırakılmayacak kadar önemlidir. |