|
KASATURA KUMULU VE KORUNMASI http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=48782
Kasatura (Çamlıköy) kumulu Tekirdağ ilinin Karadeniz kıyılarında yer alır. Bu kumula 31 Mayıs 1978, 18 Temmuz 1987, 13-14 Ağustos 1991, 22 Kasım 1995 ve 29 Haziran 2002’de gezilerimiz oldu. 1987 yılında Avrupa Konseyi projesinde Prof. Dr. Jean-Marie Géhu ile birlikte bu kumulu da araştırdık. 1991 yılında bu kumulda TRT 2 televizyonu Çevre Programı için çekim yaptık. 1995 yılında Saray İlçesinde Ali Naki Erenyol Lisesinde ve Saray FM Radyoda bu kumulun önemini anlattık. 2002 yılında Atlas Dergisi ekibi ile bu kumulda çekimler yaptık. Araştırmayı 1989 yılında Fransızca, Kuzeybatı Anadolu kıyılarında korunması gereken alanların listesini 1990 yılında Türkçe olarak yayınladık. Bu kumulda 38 bitki türü tespit ettik. Bu bitki türlerinden Centaurea kilaea, Linum tauricum subsp. bosphori ve Asperula littoralis endemik yani Türkiye’ye özgü bitkilerdir. Kumulun bitki örtüsünde tespit edilen bitki toplulukları ise şunlardır. 1. Leymo sabulosi – Elymetum farcti Géhu et al. 1986 2. Otantho – Leymetum sabulosi Géhu & Uslu 1989 3. Stachyo subcrenatae – Centaureetum kileae Géhu & Uslu 1989 4. Peucedano obtusifolii – Festucetum beckeri Géhu & Uslu 1989 5. Marsdenio erectae – Juniperetum macrocarpi Géhu & Uslu 1989 Bu kumulda tespit ettiğimiz 5 bitki topluluğundan 4’ünü bilim için yeni bitki toplulukları olarak bulduk ve bunlar endemik yani Türkiye’ye özgü bitki topluluklarıdır. Dünyada sadece Türkiye’de bulunan bu bitki toplulukları 2, 3, 4 ve 5 no.lu bitki topluluklarıdır. Bu 4 bitki topluluğundan 4 ve 5 no.lu bitki toplulukları ise dünyada sadece Kasatura kumulunda bulunan bitki topluluklarıdır. Kuzeybatı Anadolu kıyılarında tespit edilen Türkiye’ye özgü 13 bitki topluluğundan 4’ü Kasatura kıyı kumulunda bulunmaktadır. Kasatura kumulunun bitişiği bir alan Trakya’nın tek karaçam bitki topluluğuna (meşcere) sahip olması nedeniyle 329 ha alanı 18 Nisan 1988 yılında Milli Parklar ve Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’nun 2d maddesi kapsamında “Kasatura Körfezi Tabiatı Koruma Alanı (TKA)” olarak ilan edilmiştir. Buradan Çevre ve Orman Bakanlığına sormak istiyorum. Trakya’daki tek karaçam ormanı diye koruma altına alınan bu yeri görüp de neden dünyada sadece Türkiye’ye özgü 3 tür ve 4 bitki topluluğuna sahip bu kumul 1989 yılından beri koruma altına alınmamakta? Dünyada sadece Türkiye’ye özgü 4 bitki topluluğundan 2’si sadece Kasatura kumulunda mevcutken buranın korunması için daha ne gibi ölçüler lazım Bakanlık yetkililerinin açıklaması gerekir. Kasatura kumul ekosisteminin de dâhil edilip karaçam meşceresi ile birlikte korunması uygun olacaktır. Kasatura kıyı kumulu korunma altına alınırsa Türkiye’de Güney Karadeniz büyük kumul yaşam ortamında koruma altına alınan ilk kumul olacaktır. Bakanlığın aynı şekilde Güney Marmara ve Kuzey Ege büyük kumul yaşam ortamlarından en az birer kumulu da acilen koruma statüsüne kavuşturması gerekmektedir. Aynı koruma Güney Ege, Batı Akdeniz ve Doğu Akdeniz büyük kumul yaşam ortamlarındaki kumullar için de geçerli. Bu koruma işinde Bakanlık ciddi olup bu kumulları aynı koruma statüsü içinde ve koruma işini takip eden bir bilimsel komisyon ile yürütmelidir. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından korumama konusundaki ısrar devam ettiği takdirde plaj olarak kullanılan bu kumul da diğer önemli kumullarımız gibi biyolojik zenginliklerini kaybedecektir. Çadır veya barakalardan kamp yerleri, lokanta, büfe, tuvalet, çay bahçesi, içme suyu gibi ihtiyaçlara cevap veren tesislerin sayısı ve yapısı giderek değişmekte ve geri dönülmez bir noktaya varılacaktır. Biyolojik zenginliklerimizin varlığı pamuk ipliğine bağlı. Bu konuda Kasatura kumulundan 2 örnek verebilirim. 1991 yılında televizyon çekimi için TRT ekibi ile bölgeye gittiğimizde izin ve nezaket ziyareti nedeniyle Saray ilçesi Kaymakamına uğradık. Bu ziyarette Kasatura kumulunun önemini kaymakama anlattığımızda kaymakam bize “Yıllardır vatandaşlar Kasatura plajında güneşlenirken kum bitkilerinin kendilerini rahatsız ettiğini ve kaymakamlıktan bir iş makinesi göndererek bu otları temizlemesini talep ettiklerini” söyledi. Ancak kaymakamlığın bu olanağı bulamadığını ve bu durumda iyi ki zamanında bu olanağı bulamadıklarını bizlere belirtti. İkinci örneğimiz ise şu. 1995 yılında bir vakıf içerisinde kurduğumuz Türkiye’nin ilk “Bitki Sosyolojisi Araştırma Merkezi” nin bir faaliyeti olarak Saray ilçesinde de bir konferans verdik. Verdiğimiz bu konferansta vatandaşlardan biri 1991’den önce kaymakamlığa yapılmış başvurularda olduğu gibi 1991’den sonra da iş makineleri ile plajın otlarının temizlenmesi taleplerinin bazı vatandaşlardan geldiğini söyledi. Ancak 1991 yılında TRT İstanbul Televizyonu Çevre programında Kasatura kumulunun önemini seyreden vatandaşların, bu taleplerin doğru olmadığını ilgili vatandaş ve yetkililere belirterek müdahale ettiklerini bize anlattı. 26 Ağustos 2009 - 8:40:07 AM - 19 günlük |